Kime Göre Neye Göre SEÇİM
Yaklaşık 2 aydır ülke gündemimizde olan ve yaklaşık 2 ay daha ülke gündemimizde olacak bir seçim sürecine girmiş bulunmaktayız. Her tarafta milyonlar harcanmış afişler, reklam panoları, giydirilmiş arabalar, süslenmiş direkler ve binalar sürecin içinde olduğumuzun en büyük göstergesidir. Elbette adaylar ve partiler kendi reklamını yapacaklar ama sizce de en iyi reklam pahalı afişler yerine yapılan ve yapılacak icraatler hizmetler değil mi dir ? Yerel seçimlerde partiden ve parti tüzüğünden çok bölgesinde gösterilen adayın bölge tarafından kabul görmesi kaçınılmaz bir gerçektir. Partilerin gösterdiği adaylar o bölgeyi temsil etmeli ve bölgeden biri olması ve halk tarafından kabul edilmesi en büyük unsurlardandır. Bunun farkında olan tüm siyasi partiler aday adayları arasında bir değerlendirme sürecine girer deyim yerindeyse ince eler sık dokur ve en sonunda adayını belirler. Ama her zaman işler istenildiği gibi gitmeyebilir. Bir siyasetçi “ben olmazsam olmaz” diyorsa bilin ki o olmadan çok daha iyi olur. Gerçek anlamda vazgeçilmez olan insan vazgeçilmez olduğunu dile getirme ihtiyacı duymaz. Her alanda olduğu gibi siyasette de biz demek büyük bir erdemdir.
“ Siyasette samimiyetsiz samimiyetler sizi yanıltmasın” .Şu realite daima geçerlidir. Aynı göreve talip olan herkes birbirinin rakibidir. Rekabet olduğu yerde ise mutlaka karşı karşıya gelinir. Önemli olan bu rekabet sürecinde hiçbir kesimi kırmadan inciltmeden bu süreci yönetmektir. Kim kendini daha iyi anlatmayı becerirse kim daha kabul gören sözler verirse daha doğrusu kim kendini daha iyi pazarlarsa bu yarışı kazanmış olur.
Seçilen ya da gösterilen belediye başkan adayları kadar aday gösterilen meclis üyeleri de bir o kadar önemlidir. Meclis üyeleri milletin yerel yönetimdeki sesidir. Kimse sesinin kısık çıkmasını istemez öyle değil mi? O yüzden ısmarlama veya girift ilişkilerde listeye yazdırılan isimler hem oy hem de hizmet kaybına neden olur. Siz bir berberi kasap dükkanına koyarsanız verim alabilir mi siniz? Alamazsınız alacağınız şey en fazla kalın kalın doğranmış kuşbaşı ettir oda tabi eti kemiğinden ayırabildiyse…O yüzden doğru kişi doğru yerde doğrularıyla birlikte olan kişidir. Gerek yerelde gerekse (büyükşehir) seçimlerde bu sürecin doğru adımlarla ve doğru kişilerle yönetilmesi kaanatindeyiz. Biz hep insanların menfaati yönünde gerçekleştirilen eylemlerin yanındayız. Kim benim mahallem, semtim, yaşadığım şehir içinde bulunduğum ve vatandaşı olduğum ülkem için bir çivi çakarsa ben onun elinden öpmeye razıyım. Ha şunu da belirteyim o çivi sadece bir kesimi zengin etmek için çakılırsa o çiviyi çıkarmasını da biliriz bilmek zorundayız. O çivi herkes için ayrım gözetmeden tüm yurttaşların için çakılması gereklidir.
Sözlerime bur da son verirken bu köşe yazısı için bana fırsat tanıyan kalemi doğru olan Varol Kısa ağabeyime teşekkürü bir borç bilir, içinde bulunduğumuz bu süreci doğrularıyla hak eden herkesin kazanmasını diler ülkemiz için aydınlar yarınlar dilerim. HOŞÇA KALIN J
Fatih SÜTCÜ
Siyaset Bilimci / İş İnsanı
