SAADET PARTİSİ MİLLETVEKİLİ NECMETTİN ÇALIŞKAN TRABZON'DA
Saadet Partisi Trabzon İl Başkanlığı tarafından düzenlenen toplantıda, Türkiye'nin ekonomik ve siyasi gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"OTORİTER BİR YÖNETİM ANLAYIŞI HAKİM"
Çalışkan, 28 Şubat postmodern darbesinin yıldönümüne dikkat çekerek, dönemin faillerinin tarihe karıştığını ifade etti. Merhum Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın siyasi mücadelesine değinen Çalışkan, şu ifadeleri kullandı:
“Bugün 28 Şubat’ın yıldönümü ve aynı zamanda Erbakan Hocamızın vefat yıldönümü. Hocamız, geçen yüzyıla damgasını vurmuş bir liderdi. İş hayatına başlamış, akademik alanda ilerlemiş ve ardından siyasette iz bırakan bir isim olmuştur. İslam birliğini hedef olarak gündemine almış, özellikle faiz ve Siyonizm konularını ele almıştır. Bugün faizle emeğin nasıl sömürüldüğünü hep birlikte görüyoruz.”
Türkiye’nin sık sık darbelere maruz kaldığını vurgulayan Çalışkan, her darbenin ardından yeni bir sosyolojik yapının ortaya çıktığını belirtti. 12 Eylül sonrası Anavatan Partisi’nin, 28 Şubat sonrasında ise AK Parti’nin yükseldiğini söyleyen Çalışkan, 15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından AK Parti’de ikinci bir dönemin başladığını ifade etti. “AK Parti’nin ilk döneminde ikinci adamlar vardı, ancak şu an tek adam dönemi yaşanıyor. Kanun hükmünde kararnameler (KHK) ve davalarla ülke yönetiliyor. İlk yıllarda ılımlı politikalar izlendi, ancak 15 Temmuz sonrası süreçte otoriter bir yönetim anlayışı hakim oldu” dedi.
"ÜLKENİN İKİ ÖNEMLİ SORUNU VAR: FAİZ VE ÖZGÜRLÜK"
Ekonomik göstergelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Çalışkan, Türkiye'nin gelir dağılımındaki adaletsizliğe dikkat çekerek, “Ülkemizde nüfusun yüzde 50’si asgari ücretle geçinmeye çalışıyor. Açlık sınırı 24 bin liraya yükselmiş durumda. 2025 yılı bütçesinin 2 trilyon lirası faize gidecek. Bugün Trabzon Belediyesi’nin altyapı hizmeti kadar bir parayı faize ödüyoruz. Bu, ülkemizin geleceği açısından büyük bir tehlike arz ediyor” dedi.
Çalışkan, ülkede özgürlüklerin kısıtlandığını ve demokrasi standartlarının gerilediğini belirterek, “Filistin için Tel Aviv’de gösteriler yapılırken, İstanbul’daki protestolarda insanlar tutuklanıyor. Seçimle kazanılamayan belediyelere kayyım atanıyor. Kanunlar herkes için eşit olmalıdır. Kimsenin suç işleme özgürlüğü yoktur, ancak sadece muhalif belediyelere yönelik hukuki süreçler işletilmektedir” diye konuştu.
